Eski Sayılar


Ekim (2011)
Gündem yine karışık. Başımızın belası terör bir türlü önlenemiyor. Doksanlı yıllarda olduğu gibi yine öğretmenler kaçırılıyor. Bugün öğretmenler yarın öğrenciler… Özellikle üniversitelerde kadrolaşan “ergenteröristlere” dikkat! Geçen yıl Konya’da bazı olaylar yaşanmıştı, dileriz bu yıl sakin geçer… Diğer yanda ise İsrail, Arap Baharı gibi gündem meşgulü konular var. İsrail ile gerekirse savaşırız diyen başabakan dikkat etsin, kimin teknolojisiyle kimi vuracak… Zaten hep “fakirin çocuğu” ölüyor, ölecek daha çok insan var sabırlı olsun…

İçimizin bulantısı geçtikten sonra dergiciğimize değinelim. Geçen ay dediğimiz gibi bu sayıyı öyküye ayırdık. Duran Çetin, Eyüp Tosun, Mustafa Bilgücü, Murat Çelik ve Can Şen bu sayımızın öykücüleri. Yine, Reşat Altın, Nihan Işıker’in bir tablosuna kısa bir öykü yazdı. Nihan Hanıma teşekkür ediyoruz desteği için. (Şimdi bakmayın hanım filan dediğimize candan ve yürekten ablamızdır kendisi, bu yüzden BİNxteşekkür eder ellerinden öperiz…) Çeviri köşemiz her zamanki gibi K. Özkan Dağ’a teslim. Olmaz işlere kalkışan Özkan İspanyolca öğrendi, tuttu birde çeviri yaptı. Arjantinli yazar Leonardo Killian’dan Nanuka adlı bir kısa öykü sizlerle… Kapak resmimiz ise Jack Keay’a ait, tablonun adı Van Gogh ve Paul Gauguin Tartışırken

Öykü ve şiir sayılarımızdan sonra genel yayın dönemine kasımda geçmiş oluyoruz. Büyüklerimizden öykü, küçüklerimizden şiir ve yeteneksizlerimizden deneme talep ederken mutlu günlerin sizinle olmasını diliyoruz… Vesselam ∞



Eylül (2011)
Uzunca bir ararın ardından tekrar, yine, yeniden sizlerle ama daha çok kendimizleyiz… Epey tantanalı bir yaz mevsimini geride bıraktık. Özellikle ‘şike’ olayı gündemi sürekli meşgul etti. Yemedik içmedik, meşin yuvarlağın kimin ya da hangi takımın üzerinde kara bir leke bırakacağını düşündük fakat olanlar yine bize oldu. Kendi cezamızı kendimiz veremeyerek rezilliğimizle kaldık… Edebiyat dünyasında ise durgun bir süreç yaşanırken –Elif Şafak hariç- üç değerli şair hayatını kaybetti: Hulki Aktunç, Didem Madak ve Seyhan Erözçelik… Üstatlara Allah’tan rahmet diliyor, Can Yücel’in mezarına yapılan saygısızlığı da es geçmek istemiyoruz… Mübarek Ramazan ayında –başka bir ay da olsa fark etmez ama özellikle bu ay da hiç olmaması gerekir- bir mezara neden zarar verilir? Bu arkadaşlar kendilerini dağa bayıra salsalar da teröristlerle mücadele etseler ya… Hatırlamışken ya da hiç unutmamışken şehitlerimizin de ruhları şad olsun; ama ‘vatan sağ olsun’ demek yetmez artık… Bunu anlayın sevgili vekiller…

Dergiciğimize değinelim… Bu sayımızı şiirlere ayırdık. Bazı üstatlardan şiir istedik, söyleşi talep ettik, pek netice alamadıysak da elimizden gelen budur. Şairlerimiz: Salim Nacar, Eyüp Tosun, Ümit Erdem, Talip Nacar, Veysel Karani Tur, Ferhat Dönmez, M. Mîlat Özçelik, Hüt’üm Hayrettin, Murat Çelik, Faruk Koç, Nur Zeynep Koza ve Reşat Altın. Ayrıca Nihan Işıker, Elyad Musevi’den; K. Özkan Dağ ise C. Bukowski’den birer çeviri şiirle aramızda yer aldılar. Yine yazılarıyla Murat Çelik ve Alptuğ Topaktaş’ta dergiciğimize katkı yapan isimler. Arka kapaktaki filmi (Mr.Nobody) de izlemenizi şiddetle önererek sizlere veda ediyoruz… Ekim sayımız öyküye ait olacaktır bir aksilik olmazsa. Şiirle, öyküyle, huzurla, barışla, Orhan Gencebay’la hayırlı bayramlar… Esen kalın(ız) ∞



Haziran (2011)
İyisiyle kötüsüyle, genel olarak yağmuruyla bir ilkbahar mevsimini daha geride bıraktık. Yaz ve seçim peş peşe sıralanıyor takvimde… Bizde sizlere “Seçim Özel” sayısı yapmayı uygun görmüştük bu doğrultuda fakat hakim olduğumuz alan edebiyat olduğu için bu tertip yalnızca lafta kaldı. Yani verdiğimiz sözde durmayarak büyük politik amcalarımızın izinde olduğumuzu sizlere göstermek istedik. “Çok büyük iş başardınız!” der gibisiniz, hakikaten öyle, bu gurur bizim… İstikrar sürerken Türkiye büyürken, politik amcalar filmlerde üstsüz güneşlenirken, federasyon sistemini düşünedururken bazıları; internet yasaklansın, helal internet paketi gelsin… Biz ne yapalım? İki elimizle bir klavyeyi doğrultup oturduğumuz yerden nameler düzelim… Söyleyecek şeyler bitmese de şimdilik bu kadar… Dileriz 12 Haziran sonrası hepimiz için hayırlı olur… 

Dergiciğimizden bahsedelim. Bu sayımızın şairleri; Beyaz Arif Akbaş, Alptuğ Topaktaş, Murat Çelik, Nihan Işıker, Tuğrulhan Peksert, Ferhat Dönmez, Ümit Erdem ve Tûba Durmaz. Ahmet Koçakoğlu ve Yüksel Y. Hülagü öyküleriyle yer alıyorlar aramızda; Can Şen ise iki kıpkısa öyküsüyle bizimle birlikte… Sibel Dalgın, Hüseyin Türkistanî ve Murat Erenler ise denemeleriyle katkıda bulundular. Fatih Kalafat, Jack London’un Martin Eden adlı eserini inceledi. Ayrıca çeviri köşemizde Macar yazar István Örkény’den iki kıpkısa öykü ve K. Özkan Dağ’ın Network adlı filmden Türkçe’ye aktardığı ‘manidar’ replik yer alıyor.

Kapak resmimiz Nihan Işıker’e ait, kendisine çok teşekkür ederiz… Kapaktaki arkadaşı tanıyanlar bilir ki kendisi çok diktatör ve yasakçı bir zihniyete mensuptur; derginin finans kaynağı olduğundan şu seçim döneminde kendi popülizmi adına bizden böyle bir talepte bulundu… Kıramadık daha doğrusu mecbur kaldık… Sizlerden özür dileriz… 

Simav için dua etmeyi unutmayınız ve yaz tatilinde bol bol kitap okuyunuz… Biz 1 Eylül’de paramız olursa yine sizlerle olmak niyetindeyiz… Esen kalın(ız) ∞





Mayıs (2011)
Nükleer patlama, depremler, tusunami derken dünyanın o eski albenisi kalmadı artık. Enerji yumurtlayacağız diye kırk çatladığımız günlerin ne kadar boş olduğunu görmüş olduk. Ya bizimde nükleerimiz olsaydı? Allah korumuş… Elimizde patlardı… Hem o santralleri de şifreleme yöntemi ile birilerinin kucağına teslim ederdik. Alışmış kul olmuştan beterdir. Netice itibariyle güzel ve güneşli günler bizi bekliyor. Hâlâ bir umudumuz var…

İlk sayımız oldukça hızlı tükendi. (Reklam) Bunda içeriğimizin çok üst düzey olmasından ziyade fakir edebiyatı yapmamızın etkisi büyüktür. Okunacak şeylere büyük meblağlar harcamak sakıncalıdır. Hem zaten okunacak şey yazsanız da gelir birileri toplar-toplatır.

Bu sayımızda epey şair ağırladık: İsmail Şen, Ümit Erdem, Murat Erenler, Alptuğ Topaktaş, Tuğrulhan Peksert, Tûba Durmaz ve Fırat Gümüş… Öykücülerimiz ise Murat Çelik ve Yüksel Y. Hülagü… Eleştiri köşemizde Fatih Kalafat Onat Kutlar’ın unutulmaz eseri İshak’ı inceliyor; Kutay Balta ise Güneşli Pazartesiler adlı film üzerine bir yazı kaleme aldı. Orta sayfamızdaysa bir soruşturma yaptık: “Bizde Yazar Ne Yer, Ne İçer?” diye sorduk, öykücülerimizden Aykut Ertuğrul, Güzide Ertürk, Murat Taş ve Yılmaz Yılmaz yanıtladı. Hüseyin Türkistanî ve Bedia Koçakoğlu bu sayımızın deneme yazarları. Ayrıca iki çeviri eseri var bu sayımızda. Nihan Işıker, İranlı şair Granaz Musevi’den bir şiirle; K. Özkan Dağ ise Amerikalı yazar Charlie Fish’den bir öyküyle katkıda bulundular. Arka kapağı ise Musa Aktaş’ın bir resmi ile süsledik, kendisine teşekkür ederiz.

Seçim sayısında görüşmek üzere… Esen kalın(ız) ∞


Nisan (2011)
HA BİSmillah diyerek başlıyoruz dergiciğimize… Allah utandırmasın! Şimdi böyle bir giriş yaptık diye de yanlış anlaşılmasın… Belli bir kümenin elemanı olmadığımız gibi ülkemizdeki sağ-sol aptallığının da bir neferi değiliz. Bildirimiz yok, hareketimiz, oluşumumuz… Okuyoruz diye yazalım dedik, okumak tetikledi bizi böyle… Dergicik çıkarma işini ise hiç sormayın… Büyücek dergilerin biz küçümenleri görmemesinin kompleks etkisi tamamen… Nedir, şiirlerimizin, öykülerimizin çizgilerine uymamasıymış… Laf-ı güzaf! Bunları geçersek, ilk sayımızda yer alma riski ile hareket eden arkadaşlarımızı kutlayalım ve içeriğimizden bahsedelim…
İlk sayımızın şairleri: Murat Çelik, Ümit Erdem, Veli Kılıçarslan ve Nazım Güray Yavuz… Öykü yazarlarımız ise Burcu Akkanlı, Deniz Ülke, Yüksel Y. Hülagü ve Murat Çelik… Eleştiri köşemizde ise Fatih Kalafat, Mark Twain’in Adem İle Havva’nın Güncesi adlı eserini irdeliyor, İnanç Baral’da Black Swan adlı film üzerine bir yazı kaleme aldı… Çevirmenimiz K. Özkan Dağ… Özkan, Edgar Allan Poe’dan bir şiir, Saki’den de bir öykü ile katkıda bulundu. Ayrıca arka kapak resmimizi yapan Halil İbrahim Özer’e de teşekkürü bir borç biliriz.
İşte biz böyleyiz. Dergiye yakın, fanzine uzak: ‘Dergicik’ diye bileceğimiz, Türkçenin imkanlarıyla sınırlı, halinden memnun… İkinci sayıda görüşebilmek ümidiyle, esen kalın(ız) 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder